Sakın kimseye bir şey anlatmayın dedikten
sonra öldü masumiyet ve şüphe onun başından ayrılmadı ta ki yeni bir masumiyet
doğana kadar.
Ellerin unutulmuş diyarlar atlası gibiydi. Sağır bir derviş gibi yollarla konuştum. Uyku hapları alarak intihara teşebbüs eden ayyaş masal kahramanının yayıncısı olmaya karar vermeden önce nehirde boğulan bir
kızın çeyizinde doğdu masumiyet ve şüphe; kör adamın, beyaz bir unicorn’un onu
kurtardığını iddia etmesiydi.
Yaşlı bir adamın sigaradan sararmış bıyığında
uyandı bilgelik. Aklın yolu her zaman bir etmedi çünkü “bir” narsizmin kulu ve
elçisiydi. Fikrin ihtimali hiçbir zaman ihtilalini yenemedi. Kitapların yakıldığı
şarkıların dudaklarda mühürlendiği gecede biz içeceğimiz fazladan bir çayın
bizi uyutmayacağını düşünürken, Hegel’in mezarından iyi huylu bir virüs gibi
zarafetin kollarında yayıldı kolera.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder