22 Temmuz 2011 Cuma

 seni hayal gücüme bırakacak kadar güçsüzdüm. ortak bir kimya yakalamışken laboratuar yangınında tanınmayacak halde yok oldu kobay bedenlerimiz. devlet eliyle pasifize etmeselerdi sevginin gücü bireysel silahlanma kadar tehlikeliydi.

 - uzuuunnnn bir sessizlik -
 sen bir nokta koyuyorsun ben geceleri avunmak için yanına iki nokta koyuyorum.  tek tek ayıklıyorum nüfuz ettiğin kelimeleri DNA’ma kodluyorum sesindeki bıkkın tınıyı ve camdan bir kin besliyorum göğüs kafesimde nefes aldıkça kanıyorum. inanıyorum. dağarcığım tekrardan haz etmez aşkım canım bi’tanem??? sonra???

 – kısa bir sessizlik -  gidiyorsun –
 iç ses:  Aynı soğukluktayım ben aklım başka yerdeymiş gibi aslında değil! Kül tablasının içinde bir göçmenin hayali kadar yol kat ediyor. Cinnetin acizliği akabinde gelen sükunette olsa da susmak susamak gibi, yanlışları usulca kimse görmeden kabullenmek gibi.

 – mimiklerde grev var – geliyorsun –
 iç ses:  nefret söyleminden iç tüzük yapıyorum bütün hücrelerimin ezberinde. sen aşkın epistemolojik halisin sorularım şaşkın, cevaplar bilindik bir gerçeğin megolaman tekrarları.

 – kısa anlamsız bir bakış sonrası yere odaklanma –
 iç ses: Varlığın yokluğuma armağan olsun yelkovan akrebi geçtiği sürece ben yine ölürüm ziyanı yok. Pişmanlık yasası son çarem olsa da ben yine paşa paşa cezamı çekerim lüzumu yok.

 – sonsuz bir melankoli –
 dış ses: Ne istiklal mahkemesi ne engizisyon en iyisi sersiz başa muhakemesiz kör giyotin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder