5 Ekim 2012 Cuma



 Sakın kimseye bir şey anlatmayın dedikten sonra öldü masumiyet ve şüphe onun başından ayrılmadı ta ki yeni bir masumiyet doğana kadar.
 Ellerin unutulmuş diyarlar atlası gibiydi. Sağır bir derviş gibi yollarla konuştum. Uyku hapları alarak intihara teşebbüs eden ayyaş masal kahramanının yayıncısı olmaya karar vermeden önce nehirde boğulan bir kızın çeyizinde doğdu masumiyet ve şüphe; kör adamın, beyaz bir unicorn’un onu kurtardığını iddia etmesiydi.
 Yaşlı bir adamın sigaradan sararmış bıyığında uyandı bilgelik. Aklın yolu her zaman bir etmedi çünkü “bir” narsizmin kulu ve elçisiydi. Fikrin ihtimali hiçbir zaman ihtilalini yenemedi. Kitapların yakıldığı şarkıların dudaklarda mühürlendiği gecede biz içeceğimiz fazladan bir çayın bizi uyutmayacağını düşünürken, Hegel’in mezarından iyi huylu bir virüs gibi zarafetin kollarında yayıldı kolera.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder