25 Mayıs 2011 Çarşamba

Kıyamet Sessizliği

Yaralı bir kuşa dokunmaya cesaret edemeyen eller gibi
ürkek ve endişeli zaman
Yelkovanın kaderi akrebin pervanesi olmak
Seni seviyorum demek en ağır küfür sanki
Sözcüklerin taşıyamayacağı
hiçbir şairin yaltakçılık yapamayacağı
hüsranlarım var gözlerimde
İyi halden çıkıp gitmek varken bu diyardan
Asilik sarıyor dört bir yanımı
Uzun bir kıyamet sessizliği her gece
Yine hasret çiseliyor şehre sindire sindire
anla ki; ağlıyor bir sevgili yine
Gecesine küsmüş yıldızlar kadar dargınım
Sönüyorum yavaş yavaş
Külden hayaller yapıp
Savuruyorum katran karası gökyüzüne
Falez kıyılardan dalıyorum tekrar sersefil bir hüzne



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder